
Yoncalı Hakkında
Efsane Devam Ediyor
Yoncalı, Kirazlı dağının eteklerinde yerden sıcak su kaynayan fakat buna rağmen yüzlerce yıl sıradan bir bataklık olarak kalmış bir bölgedir. Bugün ise insanların şifa ve dinlenme amaçlı tercih ettikleri bir yer oluşunun hikayesi, Selçuklu Devleti zamanına kadar dayanmaktadır.
Efsaneye göre, Anadolu Selçuklu Devleti döneminde Sultan II.Alaaddin Keykubat’ın Gülümser Hatun adındaki kızı, bir cilt hastalığına yakalanır. Gülümser Hatun’un güzel yüzü ve vücudu iyiden iyiye kötüleşmekte; derisi, saçları dökülmektedir. İnsanların arasına çıkmaya utanan kız, babasından kendisini uzak bir yerlere
bırakmasını ve tek başına yaşamak istediğini söyler. Kızının durumuna bir hayli üzülen fakat derdine derman bulamayan Alaaddin Keykubat, kızının isteğini yerine getirir.
Gülümser Hatun, bugünkü Yoncalı civarına götürülür, oraya kurulan bir çadır içinde artık insanlardan uzak kaderini yaşayacaktır. Derken bir gün, tüyleri dökülmüş, vücudu yaralar içinde bir tilkinin her gün sulara girdiğini, suların içinde yattığını görür. Tilki her gün gelmekte ve yerden kaynayan suyun içinde yatmaktadır. Gülümser Hatun’un ise tilkiyi gözlemlerken bir şey fark eder. Tilkinin her gün tekrarladığı bu işlem sayesinde yaraları iyileşmiş, tüyleri çıkmıştır. Yerden çıkan suyun şifalı özelliğinin tilkiyi iyileştirdiğini gören Gülümser Hatun, tilkinin yaptığı gibi sıcak suları vücuduna sürer. Her geçen gün yüzündeki ve vücudundaki yaraların iyileştiğini, saçlarının çıktığını görünce, babasına iyileştiği haberini gönderir.
Selçuklu Sultanı II.Alaaddin Keykubat, sevinçle Yoncalı’ya gelir. Sultan, Yoncalı sayesinde kızının iyileştiğini, Yoncalı’nın sularının şifalı olduğunu davullar, zurnalarla herkese duyurur. Sultan II.Alaaddin Keykubat, başka insanlar da buradan şifa bulsun diye Yoncalı’da havuzlu büyük bir hamam ve bir camii yaptırır.
Bu yapıların 1230 yılında inşa edildiği varsayılmaktadır. Yüzyıllar öncesinden başlayan efsane Gülümser Hatun Termal Tesisleri’nde devam etmektedir. Şimdi sizi bu efsanenin bir parçası olmaya davet ediyoruz.